Durum, dram, drum

Durum, dram, drum

5 Aralık 2011 Pazartesi

Kulaklı ağaç, kartal, fare, köpek, kedi ve ben..


Alışmak, insan nasıl alışır? Peki köpeklerin, kedilerin alışma mekanizmaları nasıl çalışır?
Bugün akşamüstü, hemen hergün geçtiğim yolda kulakları olan bir ağaç farkettim. Acaba dinlemeye mi yarar o kulaklar? Kocamandılar. Aramızdaki mesafe uzaktı, ölçü veremiyorum. Aynı anda yırtıcı olduğunu düşündüğüm bir kuş gördüm, müthiş süzülüyordu ve sanırım bir çöl kartalıydı. Çöl faresini ise, görmesem de hissetim. Bir yandan çıkan duman ve ateşe kafasını takan Çöl Faresi diğer yandan da doğal düşmanı olan kartalı kolluyordu bence, yem olmamak için... bense, içinden inemediğim arabadan; kulaklarını merak ettiğim ağacın durumuna takılmıştım. Yol döndü, kulaklar kulak olmaktan çıkmıştı.
Gözlerimi kapayıp, ağaçla, kartalla ve fareyle telepati kurmaya çalıştım. İstemediler. Çok sinirliydiler; “kedilerin köpeklerin yüzlerine bak.” Deyip, kestirip attı üçü de, ağız birliği etmiş gibi. Üstelemedim.
Daha önce gördüğüm köpek ve kedilerin yüzlerini hatırlamaya çalıştım. Hatırladım sanki:
Kediler çok az sayıdalar burda.  Ezik, bıkkın, umarsız ve aç.
Köpeklerse; güleryüzlü, korkak, üzgün ve yine aç gözlere sahipler. Hepsi de en ufak bir harekete iki metre geri giderek karşılık veriyorlar, hareketin niyetine aldırmadan.
Arabadan inememek yeni karşılaştığım bir şey. Düşünün ki; bir arabaya biniyorsunuz, bindiğiniz ve indiğiniz yerler hep aynı ve bu yerler sizin tasarrufunuzda değil. Ve buna alışıyorsunuz. Kolayca. Kendiliğinden.

Ağaçlara, kartallara, farelere, kedilere bunu yaptıramazsınız. Hadi belki köpeklere... o da belki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder